Muhammet Bozdağ

Muhammet Bozdağ

Muhammet Bozdağ

Network Marketing Türkiye olarak hem network marketing piyasasında hem de kişisel gelişim ve eğitim konusun da öncü olan kişilerin biyografisini tanıtmaya devam ediyoruz.Bu gün sizlere sıkca takip ettiğimiz değerli bir yazar olan Dr.Muhammed Bozdağ’ı tanıyacağız.

 

Trabzon-Akçaabat’ta 1967 yılında doğdu. Kastamonu-İnebolu Lisesini birincilikle bitirdi. Şeref Öğrencilerinden olduğu ODTÜ Kamu Yönetimi Bölümü’nden 1990 yılında mezun oldu. Yüksek Lisans Tezini “TBMM’nin Verimliliği” üzerine tamamladı. Halen doktora çalışmalarını sürdürüyor. 1992 yılından bu yana TBMM’de Yasama Uzmanı olarak çalışıyor. Kendisi muhtelif zamanlarda ABD, Almanya, Bosna Hersek ve Hırvatistan’da çeşitli incelemelere katılmıştır.

 

Lise döneminde Tercüman Çocuk dergisiyle başlattığı yazarlığını, değişik dergilerde yayınlanan çalışmalarıyla sürdürdü. Bir dönem, köşe yazarlığı yaptı. “Düşünce Mühendisliği, Yüksek Yetenek, Tele-terapi, Yüksek Ahlâk, Kişisel Değişim, İstemenin Esrarı” gibi isimler verdiği radyo konuşmaları hazırladı. Bu konuşmalardan bazıları halen bazı radyolarda seri olarak yayınlanıyor.

 

Kurucuları arasında yer aldığı Kültürlerarası Araştırma ve Dostluk Vakfı’nın, 1999-2001 yıllarında başkanlığını yaptı.
1995-2002 yılları arasında “Hızlı ve Etkin Öğrenme,” “Güzel ve Etkili İletişim” seminerleri verdi. “Düşün ve Başar” ve “Ruhsal Zekâ” isimli diğer iki kitabı çok satanlar listesinde yer almaktadır.

 

Dr. Nilgün Hanım’la evli ve iki çocuk babası olan Bozdağ, özgün üslûbuyla yeni yazılar ve konuşmalar üretmeye devam etmektedir. Ayrıca “yetenek.com” isimli web sitesi aracılığıyla da okuyucularıyla buluşmaktadır.Bozdağ’ın yazarlık hayali ortaokul mezuniyetinden sonra başlar. Eğitimini sürdüremeyeceğini düşünerek yazarlığa yönelmek ister; okul müdürünün teşvikiyle gerçekten de yazmaya başlar. İlk çalışmaları, şiir, hikaye, roman tarzındadır. Ortaokulda tek zayıf dersi “Güzel konuşma Yazma” olduğu halde, öğretmenin teşvikine güvenerek çalışmıştır.
Ortaokul ve lisede şiirlerinin dereceye girmesi, şiiri çok önemsemesine yol açtı. Üniversite de ise şiirin aşağılandığı bir sohbetten etkilenerek, yazmayı bıraktı.
Lisede şiir ve kısa yazıları Tercümen Çocuk ve Diyanet Çocuk dergilerinde yayınlanmıştı. Buradan aldığı teşvikle, üniversitede de yazmayı sürdürdü.

 
Üniversiteye başladığı yıl, bir daktiloya kavuşma hayalindeydi. Bir eğitmen kendi adına ikinci el bir daktilo aldı ve beş yıl bu daktilosunun başında çalıştı. Bir süre köşe yazarlığı yaptı; deneme, makale, araştırma ve tefekkür türü yazıları dergilerde yayınlandı.

 
İş hayatına başladığında, kazandığı parayla yaptığı ilk iş bilgisayar almaktı. Bilgisayar, hayatındaki en ayrılmaz ikizi olacaktı. Bilgisayarı aldığı ilk yıl kendisiyle aynı evde kalan öğrenciler okuldan erken çıkar ve geç saatlere kadar bilgisayar oyunu oynarlardı. Bu yüzden hazırlık sınıfında kaldılar. Bozdağ, bundan sonra bilgisayarında oyun bulundurmadı ve oynamadı. Böylece bilgisayarını ulaşabileceği hemen her türlü yazılımı öğrenip geliştirmek için kullandı. İnternet devriminin en başından beri içinde yaşadı. Bilgisayarda, müzik, tasarım, grafik, animasyon ve benzeri bulabildiği her yazılımla ilgilendi. Ama, fazla geniş alanda at koşuşturmanın, bir konuda uzmanlaşmasını engellediğini görerek, kendini sınırlamaya başladı. Başarı ilkesi artık daha net görünüyordu: “Her şeye el atan her şeyden mahrum kalıyor. Her şeyden bir şey bil; ama bir şeyi her yönüyle bil.”

 
Bu dönemde klasik öğrenme stilinin yetersizliğini fark ederek merhum Mustafa Ruşen hocadan hızlı okuma eğitimi aldı. Kısa süre sonra hızlı okuma, etkili öğrenme ve etkili iletişim eğitmeni oldu; stilini geliştirdi ve hafta sonu eğitimlerinden 2000 civarında öğrenci mezun oldu.

 
Türkiye’de özel radyoculuk kapısının açılmasıyla birlikte, güçlerini birleştirerek bir radyo kurmak isteyen arkadaşlarına katıldı. Ankara’da kurulan yerel radyoda, düzenli olarak kişisel gelişim, ahlak ve din odaklı konuşmalar yaptı. “Yüksek Ahlak, Yüksek Yetenek, Kişisel Değişim, Teleterapi, Ruhsal Zeka, İstemenin Esrarı” gibi isimler altında programlar sundu. Bu konuşmaları çeşitli yerel radyolarda da yayınlandı. Bunlardan bazılarını sitemizden dinleyebilirsiniz. Bozdağ’ın, geçmiş deneyimlerini ve bilgi birikimini yoğurarak yaptığı konuşmalar, daha sonraki kitaplarının da temeli olacaktır.

 
Bozdağ’ın hayatının ilginç renklerinden biri de vakıfçılık faaliyetleri oldu. Üniversite yıllarında İngilizce pratiğini geliştirmek için, ülkemizdeki yabancı öğrencilerle kurduğu iletişimlerinin dostluğa dönüştüğünü hatırlıyor. Bu dostluklar, kaldığı öğrenci evinde İngilizce dilinde verdiği seri konferanslara dönüştü. Daha sonra bu faaliyetler, bir dizi gönüllünün kurduğu Kültürlerarası Araştırma ve Dostluk Vakfı çatısına taşınacaktı. Bozdağ, 1999-2001 yılları arasında bu vakfın başkanlığı yaptı.

 
Vakıf yöneticileri ülkemizde eğitim gören 80 ülkeden yaklaşık 20 bin öğrencinin 5 binine ulaşmış; Türk kültürüyle ve aileleriyle kaynaşmalarına katkıda bulunmuştu. Öğrencilere “hoş geldin” ve “mezuniyet” törenleri, şehir gezileri organize etmiş; dönemin cumhurbaşkanları ve başbakanları da bu öğrencileri ilgiyle kabul etmişlerdi. Bu gençler ülkelerine döndüklerinde, etkin görevlere geliyorlar, gönüllerinde büyük bir Türkiye sevgisi oluşuyor ve bir anlamda gönüllü kültür elçilerimiz olarak çalışıyorlardı. Vakfın sloganı “Dost bir Dünya için” ibaresiydi. Halen vakıf her şeye rağmen çalışan değerli insanların omuzlarında hizmetlerini sürdürüyor.

 
Hedefler, etkinlikler ve yığılan işler arasında yorgunluğunu atmak için karate sporuna merak saldı. Tüm bu işler, TBMM’deki tam mesaili görevinin yanında hafta sonları ve geceleri sergilediği çalışmalarla gerçekleşiyordu.
Bozdağ 1998 yılının Ramazan ayında, Ankara Kocatepe Kitap fuarında derin bir duygusal deneyim yaşadı. Yeni kitaplar ve eserlerini imzalayan yazarlar arasında, kalbinde sarsıcı bir kitap yazma isteği uyandı. Bu istek öylesine dokunaklıydı ki, yaptığı duadan aldığı enerjiyle evine koştu ve hemen o gece ilk kitabını yazmaya koyuldu. Kısa sürede kitabı tamamlamış; ama “hallettim, başardım, yapabiliyorum” derken gelen Çernobil virüsü bilgisayarını tamamen çökertmiş ve tüm yazdıkları silinmişti. Bilgisayarın hafızasını kurtaramadı; tövbeyle ilahi lutfa dayandı ve tekrar başlayarak eserini tamamladı.

 
İlk kitap Düşün ve Başar’dı. Yayınevleri, tanınmayan yazarların bilinmeyen eserlerine yatırım yapmaktan çekinirler düşüncesiyle, ilk kitabını 1999 yılında kendi imkanlarıyla bastı. İlk baskının tükenişi dikkat çekince, Nesil Yayınları, arkadaşı Cemil Tokpınar aracılığıyla kitaba talip oldu. Aynı yıl Ruhsal Zeka kitabını yazdı ve eser 2000 yılında ilk baskısını yaptı. Ardından İstemenin Esrarı takip etti. Yazarın eserleri o zamandan beri Nesil Yayınlarından çıkmaktadır.

 

Dr.Muhammet Bozdağın Yetenek.com sitesinden aldığımız bilgilerle kısaca sizlere tanıtmaya çalıştık,kitaplarını hayatını ve diğer bilgileri yine ilgili siteden inceleyebilirsiniz.

Kaynak:http://www.yetenek.com

Bir önceki yazımız olan Carl Rehnborg başlıklı makalemizde amway, Carl Rehnborg ve Carl Rehnborg kimdir hakkında bilgiler verilmektedir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ